top of page

Acerca de

5a3cca27128fc.jpg

Mustafa Fehmi KUBİLAY 
(1906-1930)

Mustafa Fehmi Kubilay, 1906 yılında Adana ilinin Kozan ilçesinde Giritli bir ailenin çocuğu olarak doğmuştur. Babasının adı Hüseyin, ana adı Zeynep'tir. Kozan’da terzi çıraklığı yaparken Antalya Öğretmen Okulu'nun sınavlarını kazandı. Antalya Muallim Mektebi ve İzmir Muallim Mektebinde okuduktan sonra Bursa Öğretmen Okulu'nu 1926 yılında bitirdi.


Mustafa Fehmi Kubilay, 1930 yılında öğretmen olarak İzmir'in Menemen İlçesi'nde 43.Piyade Alayında asteğmen rütbesiyle askerlik görevini yapmak üzere gönderildi.

 

23 Aralık 1930 tarihinde asteğmen olarak görev yaptığı İzmir’in Menemen ilçesinde Cumhuriyet karşıtı bir grup tarafından bekçi Hasan ve bekçi Şevki ile birlikte başı kesilerek 24 yaşında öldürüldü. Tarihe "Menemen Olayı" ve "Kubilay Olayı" olarak geçmiştir.

Olayın ardından sıkıyönetim ilan edildi. “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını zorla kaldırmaya teşebbüs ve yardım” etmekten yargılanan bağnazlardan 32’si idama, 73’ü ise çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı.

 

Menemen Olayı :
Şeyh Esat’ın Manisa’da Nakşibendi tarikatını yaymakla görevlendirdiği Laz İbrahim tarafından yönlendirilen, Manisa tarafından gelen çember sakallı, sarıklı ve cüppeli dördü silahlı 6 kişi, 23 Aralık 1930'da sabah namazından sonra camiden aldıkları Yeşil Sancağı Belediye Meydanına dikerek silah zoruyla etraflarına adam toplamaya çalışırlar. "Din elden gidiyor, kâfirler şapka giymemizi zorlayarak bizi dinimizden ayırmaya çalışıyor." diye bağırarak esnafı dükkânlarını kapatmaya ve kendilerine katılmaya zorladılar.

Elebaşılar arasında, Giritli Derviş Mehmet, Şamdan Mehmet, Sütçü Mehmet Emin, Nalıncı Hasan, Küçük Hasan vardı. Derviş Mehmet camide namaz kılanlara kendini "Mehdi" olarak tanıttı ve dini korumaya geldiklerini söyledi. Derviş Mehmet, "kendisinin peygamber olduğunu, şeriatı yerine getireceğini, Menemen'in 70 000 Müslüman askeri tarafından kuşatıldığını" tehditkâr bir şekilde ilan ederek halkı şeriat bayrağı altında toplanmaya çağırdı.

Arkalarında 70 bin kişilik Halife ordusu olduğunu, öğle saatlerine kadar şeriat bayrağı altında toplanmayanların kılıçtan geçirileceğini söyledi. Camideki yeşil bayrağı alıp uzun bir sopaya taktılar ve Menemen şehir meydanında kazdıkları bir çukura diktiler. Bayrağın çevresinde dönmeye, tekbir getirmeye, zikretmeye ve "Şapka giyen kafirdir! Yakında yine şeriata dönülecektir." diyerek bir isyan hareketi başlatmak istediler. Kasabaya halife ordusunun geleceği iddiası halkı korkuttu.

Olaylar ilçedeki askeri birlik tarafından haber alındı. 43.Piyade Alay komutanı, P.Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay'ı olay yerine gönderdi. Kubilay, ayaklanan bu gerici topluluğun tehlikeli hareketlerini kontrol altına alabilmek amacıyla 26 kişilik müfrezesiyle olay yerine geldi. Olay yerine geldikten sonra  askerlerin yanından ayrılarak asilerin yanına tek başına giden Kubilay, asilerden teslim olmalarını istedi. Ancak gerici asileriden biri ateş ederek Kubilay’ı yaraladı. Karşıdan bunu gören askerler isyancı gruba ateş açtılar. Fakat tüfeklerinde öldürücü etkisi olmayan manevra fişekleri olması nedeniyle isyancı grup zarar görmeyince, isyancı mürtecilerin başı Derviş Mehmet "bana kurşun işlemiyor” diyerek halkı kandırmaya çalıştı.

Kubilay yaralı halde cami avlusuna sığındıysa da, Derviş Mehmet ve arkadaşları peşi sıra geldiler. Derviş Mehmet, çantasını açıp testere ağızlı bağ bıçağını çıkardı ve yaralı Asteğmen Kubilay'ın başını kesti.

Kesik başı yeşil bayrağın sopasına dikmeye çalıştılar ancak başaramadılar. Birisi ip getirdi ve Kubilay'ın başı yeşil bayrağın dikili olduğu sopaya iple bağlandı. Olay yerine toplananlar ise bu olanlar karşısında donuk, duygusuz ve seyirci kaldılar. Olay yerine yetişen Bekçi Hasan ateş edip gruptan birini yaraladı. Ancak açılan ateş sonucu o da öldü. Arkadaşının yardımına koşan Bekçi Şevki de açılan ateş sonucu öldü.

Bu aşamada alaydan askeri birlik yetişti. Komutan asilere "Teslim olun!" çağrısı yaptı.  Ancak asiler uyarıya uymayınca çatışma çıktı. İsyancıların ele başlarından Derviş Mehmet de dahil bazıları isyancılar  ölürken, bazıları olay yerinden kaçtı. Kaçan isyanların hepsi daha sonra yakalandı. 

Olayların ardından 31 Aralık 1930 tarihinde Menemen’de 1 Ocak 1931’den itibaren de Manisa ve Balıkesir’de Orgeneral Fahrettin Altay komutasında sıkıyönetim ilan edildi. Ardından 57. Tümen Komutanı olarak 1. Kolordu Komutan Vekili olan General Mustafa Muğlalı başkanlığında bir Divanı Harp kuruldu.

15 Ocak 1931 tarihinden itibaren Olaya doğrudan veya dolaylı katılan 105 sanık (anayasayı cebren tağyir, eyleme iştirak, azmettirme veya Mehdi Mehmedin Mehdiliği için harekete geçtiğini bildikleri halde zamanında Hükümete haber vermedikleri ve tekkelerin seddinden sonra ayini tarikat icra ettikleri suçlamalarıyla) Divanı Harp’te yargılanmaya başlandı.

29 Ocak 1931 günü sonuçlanan mahkeme 36 (ölmüş olan bir sanık ile 37) kişinin idama mahkûm edilmesine, 40 kişinin sorumsuzluğu nedeniyle salıverilmesine, 27 sanığın beraatine, 41 kişiye çeşitli hapis cezaları verilmesine karar verdi. Meclis’in onayına sunuldu. İdam hükümlülerinin 6'sının yaşı küçük olduğundan, onların ölüm cezaları ağır hapse çevrildi. TBMM Adalet Divanı ayrıca iki idamlığın cezasını 2 yıl hapse çevirdi.

Diğer 28 sanık, 3 Şubat 1931 gecesi Menemen'de idam edildi. Mahkumlardan biri idam sehpasının önünden kaçtı. İki hafta sonra yakalandı ve ertesi gün idam edildi.

Sıkıyönetim, 28 Şubat 1931’de Manisa ve Balıkesir’den, 8 Mart 1931'de de Menemen’den kaldırıldı.

Bu olaylar sonrasında Mustafa Kemal ATATÜRK, bir Ege gezisi sırasında şunları söylüyordu: "Halkın saflığından yararlanarak ulusun maneviyatına sataşan kimseler ve onların takipçi ve müritleri elbette birtakım cahillerden ibarettir. Ulusumuzun önünde açılan kurtuluş ufuklarında durmaksızın yol almasına engel olmaya çalışanlar, hep bu örgütler ve bu örgütlerin üyeleri olmuştur. Türk ulusunun bunlardan daha büyük düşmanı olmamıştır. Bunların varlığını hoşgörü ile kabul edenler, Menemen' de Kubilay'ın başı kesilirken kayıtsız, ilgisiz izlemeye dayanan ve hatta alkışlamaya cesaret edenlerle birdir."

 

Şehit Kubilay'ın anısında 1934 yılında Ratip Aşir Acuroğlu'nun heykeltraşlığını yaptığı "Şehit Kubilay Anıtı", İzmir'in Menemen İlçesi'ne dikildi. Anıtın inşası sürecinde Türkiye'nin birçok yerinden ve Kıbrıs Türk Muallimler Cemiyeti öncülüğünde Kıbrıs'tan halk tarafından para toplandı. Bu tarihi anıtın önünde "İnandılar, dövüştüler, öldüler, emanetlerinin bekçileriyiz" yazmaktadır. 

 

Kubilay, irticaya karşı mücadelenin sembolü olarak Türk Ulusunun sinesinde yaşamaya devam ediyor. 

Kaynakça:

Mustafa Fehmi Kubilay'ın Biyografisi, Biyografiler.com.

"Devrim Şehidi Kubilay'ın Anısına Kıbrıs Türk'ü De Sahip Çıkmıştı", ODTÜ KKK ADT Bilinçlendirme Komitesi, Kemalist Kıbrıs Dergisi, Sayı:4, Bahar 2023, Sf.127-131.

512-5125515_return-goodbye-mustafa-kemal-atatrk.png

ODTÜ KKK Atatürkçü Düşünce Topluluğu
Bağımsız ADT/K'lar Birliği üyesidir.

ODTÜ KKK ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE TOPLULUĞU

My project-1 (19).png
bottom of page