Acerca de

Prof.Dr.Muammer AKSOY
(1917-1990)
Tam ismi Mustafa Muammer Aksoy'dur. 1917 yılında Antalya'nın İbradı İlçesi'nde dünyaya gelmiştir. Babası Mehmet Numan Bey (Aksoy), bir dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Antalya Milletvekilliği yapmıştır. Aksoy ise ilk ve ortaöğretimini tamamladıktan sonra Ankara Üniversitesi'nde Hukuk eğitimi almaya başladı ve buradan 1939 yılında mezun oldu. Mezuniyetinin ardından doktorasını Zürih Üniversitesi Hukuk ve Devlet Bilimleri Fakültesi'nde yaptı. Doktora tezinin konusu ise “Hukuki Açıdan Karşılaştırmalı ve Eleştirel Bir Yaklaşımla Evlilik Dışı Çocukların Miras Hakkı” idi. Aksoy, doktora eğitimini tamamlayıp Türkiye'ye döndükten sonra bir süre İstanbul Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi'nde çalıştıktan sonra dönemin Demokrat Parti (DP) hükümetinin üniversitelere yönelik uygulamalarına tepki göstererek akademiden ayrıldı ve siyasi yaşama atıldı.
Bir dönem Hürriyet Partisi (HP)'de yer alan Aksoy, 1957'den sonra Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)'ye girdi. Aynı yıl Türk Hukuk Kurumu Başkanı oldu. Kurumdaki ilk görev dönemini 1966'ya kadar sürdürdü. Öte yandan 1960 yılında yayımlanan ve ilk kitabı olan "Partizan Radyo ve DP" adlı eserinde, DP Hükümeti'nin devlet radyosunu nasıl siyasi amaçlarla kullandığını anlattı.
Bu süreçlerin ardından 27 Mayıs 1960 tarihinde gerçekleşen askeri müdahale ile DP Hükümeti düşüp, meclis dağıtıldıktan sonra kurulan "Kurucu Meclis"te Antalya Temsilcisi olarak görev aldı. Hakeza üniversitedeki yaşamına da geri döndü. 1961 Anayasası'nın hazırlanması sürecinde İstanbul Komisyonu'nda yer aldı ve "sosyal devlet" ilkesi başta olmak üzere birçok önemli kavramın anayasaya kazandırılması için büyük mücadele verdi. Bu süreçte komisyon sözcülüğü görevi de üstlendi.
1962 yılında "Anayasa mahkemesi üyelerinin seçimi konusundaki tartışma ve bunun ortaya çıkardığı kamu hukuku meseleleri" adlı yapıtıyla 1961 Anayasası'yla gelen Anayasa Mahkemesi (AYM) ile ilgili bir tartışmayı açıklığa kavuşturdu. 1963 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Anayasa Hukuku Profesörü unvanını kazandı. Yine aynı yıl Adalet Partisi mensubu Sanayi Bakanı Fethi Çelikbaş'ı eleştirdiği, "Sanayi Bakanı Çelikbaşʼın rejime, hukuka ve memleket menfaatlerine aykırı tutumu" adlı çalışmasını yayımladı.
Aksoy yine 1960'larda Milli Petrol üzerine yaptığı çalışmalarıyla Türkiye'nin kaynaklarını yabancı sömürüsüne açmaması için mücadele verdi, Tam Bağımsız Türkiye mücadelesinin önde gelen neferlerinden biri oldu. Bir süre CHP'de Parti Meclisi üyeliği yapan Aksoy, dönemin birçok ünlü gazete ve dergisinde yayımladığı yazılarıyla fikirlerini geniş kitlelere aktarma fırsatı buldu. 1969 yılında Türk Hukuk Kurumu'na ikinci kez başkan seçildi. Bu görevini 1990 yılına kadar yürüttü.
12 Mart Askeri Muhtırası'ndan sonra tutuklanan Aksoy bir süre sonra serbest bırakıldı. Aksoy'un dönemin birçok aydını ile aynı akıbete uğraması toplumsal hafıza da önemli bir yer etti. 1975'te Türkiye'deki ilerici, devrimci ve sol eğilimli öğretmenlere yönelik hukuk dışı uygulamalara karşı "Devrimci Öğretmenin Kıyımı ve Mücadelesi" adlı yapıtını iki cilt olarak yayımladı. 1977 yılında ise "Sosyalist Enternasyonel ve CHP" adlı kitabını kaleme alarak, Sosyal Demokrasi'nin Kemalizmin ileri bir aşaması olduğunu, Atatürk'ün hayal ettiği Türkiye'nin de belirli ölçülerde Sosyal Demokrat bir Türkiye olduğunu ve sosyal demokrasi ile kemalizmin çelişmediğini iddia etti. CHP'nin Sosyalist Enternasyonel'e üyeliğini desteklerken, sağın CHP'ye saldırmasına şiddetle karşı çıktı. Aynı yıl, 1977 Genel Seçimleri'nde CHP İstanbul Milletvekili seçilen Aksoy, bu görevini 12 Eylül 1980 Darbesi'ne kadar yürüttü. Ayrıca bu süreçte Avrupa Konseyi'nde Türkiye Temsilcisi olarak da görev yaptı.
12 Eylül Darbesi'nden sonra Ankara Barosu Başkanı oldu. Bu görevini de 1984 yılına kadar sürdürdü. Türkiye'de cumhuriyet değerleri noktasındaki geriye gidiş sürecini gören, Atatürkçülerin örgütlü ve bilinçli mücadelesinin Türkiye'yi aydınlık yarınlara taşıyacağına inanan Prof.Dr.Muammer Aksoy, 19 Mayıs 1989 tarihinde birçok aydınla beraber Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD)'yi kurdu ve kurucu genel başkanı oldu. Bu dönemde özellikle laiklik karşıtı eylemlere karşı kamuoyuna yaptığı uyarılarla dikkatleri çeken Prof.Dr.Aksoy, laik cumhuriyete bağlılığı ve kararlı savunusu sebebiyle gericiliğin hedefi haline geldi.
31 Ocak 1990 tarihinde akşam saatlerinde Ankara Bahçelievler'deki evinin bulunduğu apartman girişinde kimliği belirsiz kişi(ler) tarafından alçakça katledildi. Cumhuriyet ve demokrasi düşmanı karşı-devrimciler eliyle işlenen bu cinayeti bazı gerici silahlı terör örgütleri üstlense de azmettiriciler hiçbir zaman tam anlamıyla ortaya çıkartılamadı.
Aramızdan koparılışının ardından kaleme aldıkları ve sözleriyle bizleri hep aydınlatma devam etti. Bazı yazıları derlenerek kitap haline getirildi ve vefatından yıllar sonra yayımlandı.

ODTÜ KKK Atatürkçü Düşünce Topluluğu
Bağımsız ADT/K'lar Birliği üyesidir.
ODTÜ KKK ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE TOPLULUĞU
.png)